Kadınlarda adet dönemi yaklaşık olarak 4 - 7 gün arasında sürmektedir. Düzenli adet döngüsü de 28 günden oluşmaktadır. Döngünün 21 günden az ya da 35 günden fazla sürmesi, üst üste 3’ten fazla adet görmeme, normalden daha şiddetli ya da daha hafif adet görme, adet düzensizliği olarak değerlendirilmektedir.
Ayrıca kanamanın 7 günden fazla sürdüğü, beraberinde aşırı ağrı, kramp, mide bulantısı ve kusmanın olduğu durumlar adet düzensizliği olarak tanımlanır. Bunun dışında adet döngüsü arasında, cinsel ilişkiden veya menopozdan sonra kanama ya da lekelenme olması da adet düzenliği olarak kabul edilir.
Adet Düzensizliği Nedenleri Nelerdir?
Adet düzensizliğine neden olabilecek birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerden bazıları ciddi sağlık problemleri iken bazıları sadece yaşam tarzından kaynaklanan ve kolay bir şekilde tedavi edilebilen durumlardır.
Aşırı kilo alma ya da verme, beslenme alışkanlığı değişimi, doğum kontrol hapına ara verme, aşırı ağır egzersiz yapma ya da seyahat gibi günlük rutini farklılaştıran durumlar adet döngüsünün üzerinde etkiye sahip olabilmektedir.
Rahimde meydana gelen polipler, tümörler ya da çikolata kisti gibi yapılar adet düzensizliği nedenleri arasında yer alır. Kadın üreme sistemini etkileyen bakteriyel enfeksiyonlar (pelvik inflamatuvar hastalık) adet düzensizliği belirtisine sahip olabilmektedir.
Vajinaya bulaşan bakteriler rahme ve üst genital bölgeye bulaşarak iltihaba neden olmaktadır. Bunların dışında rahim ve rahim ağzı kanseri, kan sulandırıcı ilaç kullanımı, tiroit ve hipofiz bezi hastalıkları gibi başta üreme sistemini etkileyen birçok rahatsızlık adet düzensizliğine yol açar.
Adet Düzensizliği Nasıl Tedavi Edilir?
Adet düzensizliğinin tedavisi altında yatan nedene bağlı olarak değişmektedir. Düzensizlik kendi başına görülmediği için tek bir tedaviden söz etmek mümkün değildir. Adet düzensizliğine neden olan hastalık tedavi edildiğinde düzensizlikte genellikle kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Benzer bir şekilde ilaç kullanımına bağlı adet düzensizlikleri ise ilaç kullanımı sona erdirildiğinde normale dönebilmektedir.
Ancak adet düzensizliğine neden olabilecek bir ilaç kullandığınızı düşünüyorsanız bu ilacı veren uzman hekimden onay almadan önce kullanmaya ara vermemeniz gerekmektedir. Bazı durumlarda ilacın farklı alternatifleriyle değiştirilmesi yardımcı olabilmektedir.
Adet düzensizliğine neyin neden olduğunu tam olarak öğrenebilmek için pap smear testi, fiziksel muayene, pelvik ultrason ya da endometrial biyopsi gibi prosedürlerden yararlanılabilmektedir.
Her hamileliğin hem anne hem de bebeğin sağlığı açısından takip edilmesi gerekmektedir. Sağlık riskinin bulunduğu durumlarda takip daha sıkı ve detaylı bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Çoğul gebelikte, tekil gebelikte olduğu gibi yüksek tansiyon, hamilelik şekeri preeklampsi, erken doğum ve diğer riskler bulunmaktadır. Çoğul gebeliklerde bu rahatsızlıkların görülme riski daha yüksektir.
Anne adayının genetik yatkınlığı, hamilelikten önce bulunan kronik bir rahatsızlığı ya da hamilelik şekeri gibi hamilelik sürecinde ortaya çıkan bir rahatsızlık gebeliğin riskli olarak değerlendirilmesine neden olabilmektedir.
Vajinal doğumlarda genellikle 24 saat sonra, sezeryan doğumdan sonra ise yaklaşık 48 saat sonra anne ve bebek taburcu edilmektedir. Ancak hem annenin hem de bebeğin genel sağlık durumuna göre bu süre değişiklik gösterebilmektedir.
Kadın ya da erkek üreme sistemini etkileyen çeşitli rahatsızlıklar, çevresel faktörler ve sigara ya da alkol tüketimi gibi bazı gündelik alışkanlıklar kısırlığa yol açabilmektedir.
Yumurta üretimi düzensiz veya nadir olan ya da hiç yumurta üretimi olmayan kadınlarda yumurta hücresinin üretilmesi için yumurtalıkların uyarılmasını sağlayan hormonların kullanılmasıdır.