Çikolata kistleri kanserli olmayan, içi sıvı dolu kistlerdir. Yumurtalıklarda meydana gelen bu kistlerin adı koyu kahverengi görünüşü ile erimiş çikolatayı andırmasından gelmektedir. Çikolata kistleri ovaryan endometrioma olarak da isimlendirilir. Rahim astarını oluşturan endometrium dokusunun yumurtalıkta oluşması olarak tanımlanabilir. Kistlerin içinde vücuttan dışarı atılamayan adet kanı bulunur. Çikolata kisti bir endometriozis türüdür. Adet gören tüm kadınlarda çikolata kisti riski bulunmaktadır.
Çikolata kisti aynı zamanda endometriozisin en sık görülen türüdür. Genellikle 25 - 40 yaşları arasındaki kadınlarda rastlanmaktadır. Endometriozisin dört farklı evresi bulunmaktadır. Bu evreler ne kadar endometrial dokunun kiste neden olduğu, bağlı bulunduğu organın ne kadar derinine indiği, karakteristiği ve hangi organda bağlı bulunduğunu göstermektedir. Çikolata kisti 3. - 4. seviye endometriomadır.
Çikolata Kisti Belirtileri Nelerdir?
Çikolata kistlerinin nasıl ve neden oluştuğuna dair birçok tartışma bulunmaktadır. Rahim astarı her ay adet döneminde kanadığı gibi, karın içindeki veya yumurtalıktaki rahim astarı hücreleri de kanar ve bunun sonucunda inflamasyon ve kistlere neden olur. Kistlerin davranışı rahim astarı ile aynıdır. Aylık olarak kadınlık hormonlarının yükselmesi ve düşmesi ile beraber kistler büyür ve küçülür. İnflamasyona bağlı olarak karın içi organlarda, rahim-tüp-yumurtalık ve bağırsaklar arasında yapışıklıklar meydana gelebilir.
Çikolata kistleri bazı kadınlarda belirtilere yol açarken bazılarında herhangi bir belirtiye neden olmamaktadır. Bununla beraber kistlerin sayısı ve boyutu da belirtiyi etkilememektedir. Çok sayıda ya da çok büyük bir kistin olduğu kadınlarda belirti görülmezken ufak bir kisti olan kadınlarda şiddetli belirtiler ortaya çıkabilmektedir. Endometriozis tüplerde yapışıklık ve tıkanma ve bunun sonucunda gebe kalmada zorluk yani kısırlığa neden olabilir. En yaygın belirtileri arasında ağrılı ve kramplı adet dönemi, adet döneminden bağımsız gelişen kasık ağrısı, adet düzensizliği, ağrılı cinsel ilişki ve bazı kadınlarda kısırlıktır.
Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Çikolata kisti tedavisi hastanın yaşına, görülen belirtilere, etkilenen yumurtalık sayısına ve hastanın gebelik isteğine göre değişiklik gösterir. Kistin çok küçük olduğu ve herhangi bir belirtiye yol açmadığı durumlarda genellikle kistin durumu düzenli aralıklarla kontrol edilir ve bir tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Çok şiddetli olmayan belirtilerin görülmesi durumunda doğum kontrol hapları belirtilerin daha da hafiflemesini sağlar. Ayrıca kistin büyümesini de yavaşlatır.
Ağrılı belirtileri olan, 4 cm’den büyük kistleri olan, kısırlık görülen ya da kistin kanserleşme riski bulunan hastalarda kistektomi yapılabilmektedir. Laparoskopi ile gerçekleştirilen kistektomi işleminde mümkün olduğunda sağlıklı yumurtalık dokusuna zarar verilmemeye çalışılır. Ancak kistektomi ameliyatının yumurtalık işlevi üzerinde olumsuz etkileri olduğu tartışması bulunmaktadır. Diğer taraftan çikolata kisti yumurtalıklara kistektomiden daha fazla zarar vermektedir.
Her hamileliğin hem anne hem de bebeğin sağlığı açısından takip edilmesi gerekmektedir. Sağlık riskinin bulunduğu durumlarda takip daha sıkı ve detaylı bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Çoğul gebelikte, tekil gebelikte olduğu gibi yüksek tansiyon, hamilelik şekeri preeklampsi, erken doğum ve diğer riskler bulunmaktadır. Çoğul gebeliklerde bu rahatsızlıkların görülme riski daha yüksektir.
Anne adayının genetik yatkınlığı, hamilelikten önce bulunan kronik bir rahatsızlığı ya da hamilelik şekeri gibi hamilelik sürecinde ortaya çıkan bir rahatsızlık gebeliğin riskli olarak değerlendirilmesine neden olabilmektedir.
Vajinal doğumlarda genellikle 24 saat sonra, sezeryan doğumdan sonra ise yaklaşık 48 saat sonra anne ve bebek taburcu edilmektedir. Ancak hem annenin hem de bebeğin genel sağlık durumuna göre bu süre değişiklik gösterebilmektedir.
Kadın ya da erkek üreme sistemini etkileyen çeşitli rahatsızlıklar, çevresel faktörler ve sigara ya da alkol tüketimi gibi bazı gündelik alışkanlıklar kısırlığa yol açabilmektedir.
Yumurta üretimi düzensiz veya nadir olan ya da hiç yumurta üretimi olmayan kadınlarda yumurta hücresinin üretilmesi için yumurtalıkların uyarılmasını sağlayan hormonların kullanılmasıdır.