Her hamileliğin hem anne hem de bebeğin sağlığı açısından takip edilmesi gerekmektedir. Sağlık riskinin bulunduğu durumlarda takip daha sıkı ve detaylı bir şekilde gerçekleştirilmelidir.

Çoğul gebelikte, tekil gebelikte olduğu gibi yüksek tansiyon, hamilelik şekeri preeklampsi, erken doğum ve diğer riskler bulunmaktadır. Çoğul gebeliklerde bu rahatsızlıkların görülme riski daha yüksektir.

Anne adayının genetik yatkınlığı, hamilelikten önce bulunan kronik bir rahatsızlığı ya da hamilelik şekeri gibi hamilelik sürecinde ortaya çıkan bir rahatsızlık gebeliğin riskli olarak değerlendirilmesine neden olabilmektedir.

Vajinal doğumlarda genellikle 24 saat sonra, sezeryan doğumdan sonra ise yaklaşık 48 saat sonra anne ve bebek taburcu edilmektedir. Ancak hem annenin hem de bebeğin genel sağlık durumuna göre bu süre değişiklik gösterebilmektedir.

Kadın ya da erkek üreme sistemini etkileyen çeşitli rahatsızlıklar, çevresel faktörler ve sigara ya da alkol tüketimi gibi bazı gündelik alışkanlıklar kısırlığa yol açabilmektedir.

Yumurta üretimi düzensiz veya nadir olan ya da hiç yumurta üretimi olmayan kadınlarda yumurta hücresinin üretilmesi için yumurtalıkların uyarılmasını sağlayan hormonların kullanılmasıdır.

Intrauterin inseminasyon minimal invaziv bir yöntemdir. Uygulama esnasında herhangi bir anestezi uygulamasına gerek duyulmamaktadır. Bazen hastalar çok hafif bir kramp hissedebilmektedir.

Kadınlarda rahim ağzı kanserinin erken teşhis edilebilmesini sağlayan smear testini ilk cinsel birlikteliğini yaşadıktan sonra tüm kadınların yaptırması tavsiye edilmektedir. 30 yaşına kadar olan kadınların yılda bir kez, 30 ve üzeri yaşlarda olan kadınların yılda iki kez yaptırması yeterlidir. Art arta 3 testi de negatif çıkan kadınların 2 – 3 yılda bir test yaptırması yeterli görülmektedir.