Döllenmiş yumurtanın, rahmin dışına yerleşmesine dış gebelik adı verilmektedir. Dış gebelik oluştuğunda da tıpkı normal gebelikteki gibi hamilelik testleri pozitif çıkmaktadır. Dış gebelik vakalarında en sık görülen yerleşme alanı fallop tüpleridir. Fallop tüpleri, rahim gibi embriyoyu tutabilecek bir yapıya sahip değildir ve rahim gibi genişleyemez.
Bu durum annede kanamalara yol açabilmektedir. Dış gebelik hayati tehlikeye neden olabilecek bir durumdur ve acil tedaviye ihtiyaç duyulmaktadır. Embriyonun gelişimini desteklemeyecek bir yerde kalması ile ortaya çıkan dış gebelik çok nadir olarak yumurtalıklarda ya da karın boşluğunda görülmektedir. Dış gebelikte, gebeliğin devam etmesi ve doğumun gerçekleştirilmesi mümkün değildir.
Dış Gebelik Belirtileri Nelerdir?
Dış gebelik her zaman belirtilere neden olmamaktadır. Rutin hamilelik kontrollerinde ancak fark edilebilmektedir. Belirtiler genellikle hamileliğin 4. ve 12. haftasında ortaya çıkmaya başlar. Belirtilerin arasında adet görmeme ve diğer hamilelik belirtileri, bir tarafa yatıldığında karın bölgesinde ağrı, vajinal kanama, kahverengi vajinal akıntı, omuz ucunda ağrı, tuvalete çıkarken rahatsızlık bulunur.
Karın ağrısı bir anda ortaya çıkabildiği gibi yavaş yavaş da şiddetlenebilir. Bununla beraber bazı kişilerde karın ağrıları kronik olarak görülürken bazı kişilerde zaman zaman ağrı meydana gelir ve ağrı bir süre sonra geçer. Bu döngü tedaviye kadar böyle devam etmektedir. Omuz ucu ağrısı ise omzun bitip kolun başladığı yerde meydana gelir.
Bu ağrıya tam olarak neyin sebep olduğu bilinmemektedir. Omuz ucu ağrısının ektopik hamileliğin neden olduğu iç kanamanın sonucunda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu nedenle omuz ucu ağrısı hisseden hamilelerin hemen uzman hekimle görüşmeleri gerekir.
Dış Gebelik Tedavisi
Dış gebelik için farklı takip ve tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Nadir de olsa dış gebelik kendiliğinden sonlanabilir. Bazı durumlarda hamileliğin ilerlemesini durdurmak için bir kemoterapötik ajan olan metotreksat kullanılır. Enjeksiyon olarak verilen metotreksat hamileliği sonlandırır. Bu yöntem ameliyattan daha kolay bir yöntemdir. Ancak sonrasında düzenli olarak kandaki hCG seviyelerinin kontrol edilmesi gerekir.
Daha ciddi durumlarda ise ameliyata başvurulmaktadır. Fallop tüpü yırtıldığında ya da yırtılma riski bulunduğunda tek tedavi yöntemi ameliyattır. Çünkü bu durum annenin hayatını ciddi derecede tehlikeye atmaktadır. Laparoskopik olarak yapılan ameliyatta mümkünse embriyo, fallop tüpünden alınır. Aksi durumlarda içinde embriyo ile beraber fallop tüpünün tamamının alınması gerekmektedir.
Her hamileliğin hem anne hem de bebeğin sağlığı açısından takip edilmesi gerekmektedir. Sağlık riskinin bulunduğu durumlarda takip daha sıkı ve detaylı bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Çoğul gebelikte, tekil gebelikte olduğu gibi yüksek tansiyon, hamilelik şekeri preeklampsi, erken doğum ve diğer riskler bulunmaktadır. Çoğul gebeliklerde bu rahatsızlıkların görülme riski daha yüksektir.
Anne adayının genetik yatkınlığı, hamilelikten önce bulunan kronik bir rahatsızlığı ya da hamilelik şekeri gibi hamilelik sürecinde ortaya çıkan bir rahatsızlık gebeliğin riskli olarak değerlendirilmesine neden olabilmektedir.
Vajinal doğumlarda genellikle 24 saat sonra, sezeryan doğumdan sonra ise yaklaşık 48 saat sonra anne ve bebek taburcu edilmektedir. Ancak hem annenin hem de bebeğin genel sağlık durumuna göre bu süre değişiklik gösterebilmektedir.
Kadın ya da erkek üreme sistemini etkileyen çeşitli rahatsızlıklar, çevresel faktörler ve sigara ya da alkol tüketimi gibi bazı gündelik alışkanlıklar kısırlığa yol açabilmektedir.
Yumurta üretimi düzensiz veya nadir olan ya da hiç yumurta üretimi olmayan kadınlarda yumurta hücresinin üretilmesi için yumurtalıkların uyarılmasını sağlayan hormonların kullanılmasıdır.