Polikistik over sendromu kadınların hormon seviyelerini etkileyen bir rahatsızlıktır. Polikistik over sendromu olan kadınlarda normalden daha fazla erkeklik hormonu üretilir. Bu nedenle adet döngüsünde düzensizlik ortaya çıkar. Ayrıca gebelik oluşma olasılığı da azalır. Polikistik over sendromu yüzde ve vücutta kıllanmaya ve kelliğe yol açabilir. Diyabet , hipertansiyon veya çeşitli kalp rahatsızlıklarına da neden olabilmektedir.
Doğum kontrol hapları ve insülin direncine karşı kullanılan diyabet ilaçları hormon dengesizliğinin ortadan kalkmasını ve semptomların hafiflemesini sağlar. Polikistik over sendromu kadınların doğurganlık döneminde görülür ve yumurtalıkları etkiler. Günümüzde doğurganlık döneminde olan kadınların yaklaşık %27’sinde polikistik over sendromu olduğu düşünülmektedir.
Üstelik birçok kadın bu rahatsızlıktan muzdarip olduğunun farkında değildir. Yapılan araştırmalara göre neredeyse kadınların %70’ine tanı konulmamaktadır. Bu oran aynı zamanda düzenli jinekolojik muayenelerin önemini de vurgular.
Polikistik Over Sendromu Vücudu Nasıl Etkiler?
Kadınların yumurtalıklarında adet döngüsünü düzenleyen östrojen ve progesteron üretilir. Ayrıca az miktarda da androjen isimli erkeklik hormonu üretimi gerçekleştirilir. Yumurtalıklardan her ay yumurta hücresi bırakılır ve bu durum ovulasyon olarak ifade edilir. Ovulasyonu hipofiz bezinde üretilen FSH ve luteinizan hormon düzenlemektedir. FSH içerisinde yumurta bulunan folikülü üretmesi için yumurtalığı uyarır.
Luteinizan hormon ise olgunlaşmış yumurtanın salınmasını tetikler. Polikistik over sendromu yumurtalıkları ve ovulasyonu etkileyen bir grup belirtidir. En önemli üç semptomu yumurtalıklarda kist oluşumu, yüksek seviyede erkeklik hormonu ve düzensiz adet görme olarak bilinmektedir. Polikistik over sendromunda yumurtalıklarda içi sıvı dolu keseler gelişir. Polikistik, birden fazla kist anlamına gelmektedir. Bu keseler aslında yumurta üreten foliküllerdir.
Her birinin içerisinde henüz olgunlaşmamış yumurta hücreleri bulunur. Bu hücreler hiçbir zaman ovulasyonu tetikleyecek kadar olgunlaşmaz. Ovulasyon olmaması vücutta östrojen, progesteron, FSH ve luteinizan hormonlarının seviyelerini değiştirir. Progesteron hormonu normalden daha düşük, androjen hormonu ise normalden daha yüksek görülür.
Polikistik Over Sendromu Neden Olur?
Polikistik over sendromu belirtileri ilk olarak 1721 yılında İtalyan tıp doktoru Antonio Vallisneri tarafından keşfedilmiştir. Ancak bunca zamandır bilinmesine rağmen hala tam olarak neden kaynaklandığına dair yeterli veri bulunmaktadır. Sendromun yüksek seviyedeki androjen hormonunun yumurtalıkların hormon üretimine engel olarak normal bir şekilde yumurta hücresi olgunlaşmasını engellemesi yüzünden olduğu düşünülmektedir.
Obezite, genetik yatkınlık, insülin direnci ve enflamasyon androjen üretimi ile ilişkilidir. Vücuttaki yağ miktarının artması bu sendroma eşlik edebilir ve kilo verilmesi hastalığın belirtilerinin düzelmesine yardımcı olabilir. Ailesinde polikistik over sendromu olan kişilerde görülme riski daha fazladır. Bununla beraber polikistik over sendromu olan kadınların %70’inde insülin direnci bulunmaktadır.
Her hamileliğin hem anne hem de bebeğin sağlığı açısından takip edilmesi gerekmektedir. Sağlık riskinin bulunduğu durumlarda takip daha sıkı ve detaylı bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Çoğul gebelikte, tekil gebelikte olduğu gibi yüksek tansiyon, hamilelik şekeri preeklampsi, erken doğum ve diğer riskler bulunmaktadır. Çoğul gebeliklerde bu rahatsızlıkların görülme riski daha yüksektir.
Anne adayının genetik yatkınlığı, hamilelikten önce bulunan kronik bir rahatsızlığı ya da hamilelik şekeri gibi hamilelik sürecinde ortaya çıkan bir rahatsızlık gebeliğin riskli olarak değerlendirilmesine neden olabilmektedir.
Vajinal doğumlarda genellikle 24 saat sonra, sezeryan doğumdan sonra ise yaklaşık 48 saat sonra anne ve bebek taburcu edilmektedir. Ancak hem annenin hem de bebeğin genel sağlık durumuna göre bu süre değişiklik gösterebilmektedir.
Kadın ya da erkek üreme sistemini etkileyen çeşitli rahatsızlıklar, çevresel faktörler ve sigara ya da alkol tüketimi gibi bazı gündelik alışkanlıklar kısırlığa yol açabilmektedir.
Yumurta üretimi düzensiz veya nadir olan ya da hiç yumurta üretimi olmayan kadınlarda yumurta hücresinin üretilmesi için yumurtalıkların uyarılmasını sağlayan hormonların kullanılmasıdır.