Vajina, rahim ağzından vulvanın dış açıklığına kadar uzanan kaslı ve tüp şeklinde bir organdır. Vajina aynı zamanda oldukça elastik bir yapı olup genişleyebilen bir organ olma özelliğine sahiptir. Özellikle doğum esnasında genişleyerek doğum kanalını oluşturması vajinanın esnekliğini anlayabilmeye yardımcı olur. Vajina rahim ağzı açıklığı ile rahme bağlanır.
Pelvik taban kasları ve bağ dokuları rahimi yerinde tutan hamak benzeri bir yapıdır. Bu kasların zamanla güçsüzleşmesi ve rahim için yeterince destek sağlayamaması durumunda rahim sarkması meydana gelir. Rahim sarkması beraberinde vajinal sarkmaya da yol açabilmektedir. Sarkmalar her yaştan kadında görülebilmektedir. Ancak menopoz olmuş kadınlarda ya da birden fazla kez vajinal doğum yapmış olan kadınlarda görülme riski daha yüksektir.
Rahim Sarkması
Rahim sarkması dört farklı seviyede değerlendirilmektedir. İlk seviye sarkma rahmin vajinaya doğru hafifçe sarkmasıdır. İkinci seviyede rahim vajina girişine kadar sarkmıştır.. Rahmin daha da sarkarak vajinadan dışarı çıktığı durum ise üçüncü seviye sarkmadır. Son olarak destekleyen tüm kasların tamamen gevşemesi sonucu rahmin tamamen vajinanın dışına çıkması da dördüncü seviye sarkma olarak değerlendirilir. Bu duruma total prolapsus adı verilmektedir.
Rahim sarkması belirtileri arasında kasık bölgesinde baskı ya da şişkinlik hissi, bel ağrısı, vajinadan bir şey çıkacakmış hissi, vajinadan dışarı sarkan rahim dokusu, ağrılı cinsel ilişki, idrara çıkmada zorlanma ve yürürken rahatsızlık hissi yer alır. Başlangıç seviyesindeki sarkmalar kegel egzersizi ya da ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilmektedir. Ancak sarkmanın aşırı olduğu durumlarda cerrahi operasyon tek seçenektir. Sarkmanın durumuna göre rahim, mesh adı verilen yapay destek ile yerine asılabilir ya da histerektomi operasyonu ile tamamen alınabilir.
Vajina Sarkması
Vajina sarkması, vajinanın üst kısmının sarkarak vajinal kanala düşmesi olarak ifade edilebilir. Sarkmanın ileri olduğu seviyelerde vajinanın üst kısmı vajinal açıklıktan dışarı çıkabilmektedir. Vajinal sarkmaya direkt olarak yol açan bir durum bilinmemektedir. Ancak bazı risk faktörleri bulunmaktadır.
Birden fazla vajinal doğum yapan kişiler, menopoz öncesi dönemde olanlar, aşırı kilolu ve obez kişiler ile mesane ekstrofisi gibi oldukça nadir görülen doğuştan bir anomaliye sahip olan kişilerde vajina sarkması riski daha yüksektir. Ayrıca histerektomi ile rahmi alınmış kadınlarda vajinal sarkmaya daha sık rastlanılır. Vajinal sarkma beraberinde vajina ve rektum arasında yer alan bağ dokunun ya da vajina ile mesane arasında yer alan bağ dokunun sarkma riskini de artırmaktadır.
Her hamileliğin hem anne hem de bebeğin sağlığı açısından takip edilmesi gerekmektedir. Sağlık riskinin bulunduğu durumlarda takip daha sıkı ve detaylı bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Çoğul gebelikte, tekil gebelikte olduğu gibi yüksek tansiyon, hamilelik şekeri preeklampsi, erken doğum ve diğer riskler bulunmaktadır. Çoğul gebeliklerde bu rahatsızlıkların görülme riski daha yüksektir.
Anne adayının genetik yatkınlığı, hamilelikten önce bulunan kronik bir rahatsızlığı ya da hamilelik şekeri gibi hamilelik sürecinde ortaya çıkan bir rahatsızlık gebeliğin riskli olarak değerlendirilmesine neden olabilmektedir.
Vajinal doğumlarda genellikle 24 saat sonra, sezeryan doğumdan sonra ise yaklaşık 48 saat sonra anne ve bebek taburcu edilmektedir. Ancak hem annenin hem de bebeğin genel sağlık durumuna göre bu süre değişiklik gösterebilmektedir.
Kadın ya da erkek üreme sistemini etkileyen çeşitli rahatsızlıklar, çevresel faktörler ve sigara ya da alkol tüketimi gibi bazı gündelik alışkanlıklar kısırlığa yol açabilmektedir.
Yumurta üretimi düzensiz veya nadir olan ya da hiç yumurta üretimi olmayan kadınlarda yumurta hücresinin üretilmesi için yumurtalıkların uyarılmasını sağlayan hormonların kullanılmasıdır.