Rahim urları, rahim duvarı ile kas dokusu arasında gelişen kitlelerdir. Bu kitleler genellikle kanserleşmez. Rahim ters duran armut şeklindedir. Normal bir rahim yaklaşık olarak bir limon büyüklüğündedir. Rahimde tek bir ur meydana gelebildiği gibi aynı zamanda urlar bir küme olarak da görülebilmektedir. Fibroid olarak da adlandırılan ur kümelerinin boyutu değişiklik gösterir.
1 mm büyüklüğünde kitleler olabildiği gibi boyutu 20 cm’den daha büyük kitleler de görülebilmektedir. Bu kitleler rahim duvarı içerisinde, rahim boşluğunda ya da rahmin dışında gelişebilmektedir. Kısacası urların sayısı, boyutu ve geliştiği yerler değişiklik gösterebilmektedir. Çok çeşitli şekillerde görülebildiği için belirtileri de kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bir kişide görülen belirtiler bir başka kişide hiç görülmeyebilir. Aynı sebepten tedavi yöntemleri de değişiklik gösterir.
Risk Faktörleri Nelerdir?
Rahim urları, oldukça yaygın bir şekilde görülmektedir. Üreme çağındaki kadınların yaklaşık olarak %40 ile %80’inde rahim urlarına rastlanmaktadır. Birçok kadında herhangi bir belirti ya da rahatsızlık meydana gelmez. Bu yüzden kadınların önemli bir kısmı rahim uru olduğundan habersizdir.
Özellikle küçük boyutlu urlar genellikle asemptomatiktir. Rahim urları bazı risk faktörlerine sahiptir. Normal vücut ağırlığından %20 daha fazla kiloya sahip olan kişiler, ailesinde rahim uru bulunanlar, çocuk sahibi olmamış kadınlar, erken yaşta adet görmeye başlayanlar ve menopoza geç girenlerde rahim uru oluşma riski daha yüksektir.
Rahim Uru Türleri Nelerdir?
Rahim urları oluştuğu yere göre değişiklik gösterir. Urun boyutu ve bulunduğu yer tedavi için oldukça önemlidir. Urlar oluştukları bölgeye göre farklı şekillerde adlandırılır. Rahim boşluğunda meydana gelen urlara submuköz urlar adı verilir. Bu urlar bir sapla ya da geniş bir tabanla rahim duvarına bağlanır.
Rahim duvarının içinde meydana gelen urlara ise intramural urlar adı verilmektedir. En az görülen rahim uru türü ise pedinküllü urlardır. Bu urlar bir sapla rahmin dış kısmına bağlıdır. Görünüşleri mantara benzemektedir. Urlar genellikle yuvarlak şekilli pürüzsüz kas dokusunun olduğu nodüllerdir. Rahim urlarında çok nadir olarak kanserleşme görülmektedir. Urların tam olarak neden oluştuğu ise henüz bilinmemektedir.
Her hamileliğin hem anne hem de bebeğin sağlığı açısından takip edilmesi gerekmektedir. Sağlık riskinin bulunduğu durumlarda takip daha sıkı ve detaylı bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Çoğul gebelikte, tekil gebelikte olduğu gibi yüksek tansiyon, hamilelik şekeri preeklampsi, erken doğum ve diğer riskler bulunmaktadır. Çoğul gebeliklerde bu rahatsızlıkların görülme riski daha yüksektir.
Anne adayının genetik yatkınlığı, hamilelikten önce bulunan kronik bir rahatsızlığı ya da hamilelik şekeri gibi hamilelik sürecinde ortaya çıkan bir rahatsızlık gebeliğin riskli olarak değerlendirilmesine neden olabilmektedir.
Vajinal doğumlarda genellikle 24 saat sonra, sezeryan doğumdan sonra ise yaklaşık 48 saat sonra anne ve bebek taburcu edilmektedir. Ancak hem annenin hem de bebeğin genel sağlık durumuna göre bu süre değişiklik gösterebilmektedir.
Kadın ya da erkek üreme sistemini etkileyen çeşitli rahatsızlıklar, çevresel faktörler ve sigara ya da alkol tüketimi gibi bazı gündelik alışkanlıklar kısırlığa yol açabilmektedir.
Yumurta üretimi düzensiz veya nadir olan ya da hiç yumurta üretimi olmayan kadınlarda yumurta hücresinin üretilmesi için yumurtalıkların uyarılmasını sağlayan hormonların kullanılmasıdır.